Katma Bütçe Kaldırıldı mı? Ekonomik Dönüşümün Sessiz Hikâyesi
“Devlet bütçesi” denilince çoğumuzun aklına karmaşık tablolar, sayılar ve teknik terimler gelir. Ama aslında o rakamların her biri, hayatımızın tam merkezindedir: çocuğumuzun okuluna giden ödenekten tutun da yaşlı bir komşumuzun aldığı sosyal yardıma kadar her şey o bütçenin içindedir. Bugün ise uzun yıllardır Türkiye’nin mali yapısında önemli bir yer tutan bir kavramı konuşacağız: katma bütçe. Peki katma bütçe kaldırıldı mı? Eğer kaldırıldıysa bu ne anlama geliyor? Gelin, hem verilerle hem de gerçek hikâyelerle bu soruya birlikte yanıt arayalım.
Katma Bütçenin Kısa Tarihi: Devletin “Yan Cebinden” Fonlar
Katma bütçe, devletin ana bütçesinin dışında, belirli kurum ve kuruluşlara özel olarak tahsis edilen gelir ve giderleri ifade ederdi. Örneğin üniversiteler, bazı kamu kurumları veya fonlar kendi gelirleriyle faaliyet gösterir, bu gelir ve giderler de katma bütçe içinde gösterilirdi. Bu sistem, özellikle 20. yüzyıl boyunca Türkiye’de kamu maliyesinin önemli bir parçası oldu.
Ancak zaman içinde devletin mali yapısının daha şeffaf ve denetlenebilir olması gerektiği yönündeki talepler arttı. 2003 yılında çıkarılan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile birlikte Türkiye’nin bütçe sistemi köklü bir değişim yaşadı. Bu kanun, katma bütçeyi ortadan kaldırarak tüm gelir ve giderleri tek bir çatı altında, “merkezi yönetim bütçesi” içinde topladı. Yani evet, teknik olarak katma bütçe kaldırıldı. Artık devletin gelir ve giderleri çok daha bütüncül bir şekilde ele alınıyor.
Neden Kaldırıldı? Şeffaflık, Etkinlik ve Hesap Verilebilirlik
Katma bütçenin kaldırılmasının en önemli nedeni şeffaflık ihtiyacıydı. Önceden farklı kurumların gelir ve giderleri ayrı ayrı tutulduğu için kamu maliyesinin genel resmini görmek zordu. Bu durum hem vatandaş açısından bilgiye erişimi zorlaştırıyor hem de devlet açısından etkin planlama yapılmasını engelliyordu.
Yeni sistemle birlikte tüm kurumlar merkezi bütçe içinde değerlendirildi. Bu da Meclis’in denetim yetkisini güçlendirdi, kamu kaynaklarının hangi alanlara ne kadar harcandığı daha net görülebilir hale geldi. Ayrıca kaynakların daha verimli kullanılmasının önü açıldı.
Bir maliye uzmanının sözleriyle: “Katma bütçe bir dönem için faydalıydı ama artık modern kamu yönetimi anlayışına uymuyordu. Tüm kaynakların tek bir çatı altında toplanması, planlamayı ve denetimi çok daha etkin hale getirdi.”
Gerçek Hayattan Yansımalar: Üniversitelerden Belediyelere
Katma bütçenin kaldırılması, farklı kurumlar için farklı sonuçlar doğurdu. Örneğin eskiden kendi gelirlerini kullanarak bütçe oluşturan üniversiteler, artık merkezi bütçeye tabi hale geldi. Bu durum bazı üniversitelerin finansal bağımsızlığını kısıtlarken, bazıları için ise daha istikrarlı bir mali yapı anlamına geldi.
Bir başka örnek: Eskiden özel fonlarla yürütülen bazı sosyal yardım projeleri, merkezi bütçeye dahil edildikten sonra daha fazla denetime tabi tutuldu. Bu da kaynakların daha adil dağılmasını sağladı. Ancak kimi eleştirmenler, bu sistemin “esneklik” açısından bazı zorluklar yarattığını da savunuyor.
Örneğin Hatay’da küçük bir belediyede çalışan Mehmet Bey, bu değişimi şöyle anlatıyor: “Eskiden katma bütçeden gelen küçük bir fonla mahallenin altyapı sorunlarını çözebiliyorduk. Şimdi merkezi bütçeye bağlı olduğumuz için süreç daha uzun sürüyor ama kaynak kullanımı daha planlı hale geldi.”
Bugün ve Yarın: Yeni Dönemin Kodları
Katma bütçe artık resmi olarak tarihe karışmış durumda. Ancak bu, tartışmaların bittiği anlamına gelmiyor. Kamu maliyesinde şeffaflık ve hesap verebilirlik artmış olsa da, bazı alanlarda esneklik kaybı yaşandığı yönündeki eleştiriler sürüyor. Bununla birlikte bütçe yapısının sadeleşmesi, vatandaşların kamu harcamalarını daha kolay takip etmesini sağladı.
Gelecekte, teknolojik araçların ve açık veri uygulamalarının yaygınlaşmasıyla bütçe yönetiminde daha katılımcı ve demokratik modellerin gelişmesi mümkün görünüyor. Bu da sadece ekonomiye değil, demokrasinin işleyişine de olumlu katkı sağlayabilir.
Sen Ne Düşünüyorsun?
Katma bütçenin kaldırılması sence doğru bir adım mıydı? Devletin mali yönetiminin daha merkezi hale gelmesi, kaynak kullanımını daha mı adil yaptı, yoksa esneklik kaybı mı yarattı? Yorumlarda kendi düşünceni paylaşarak bu önemli tartışmaya sen de katkı sağlayabilirsin.