Hanımevi Nasıl Yazılır? Dilin İncelikleri Üzerine Farklı Bakış Açıları Bazen bir kelimenin nasıl yazılacağı üzerine düşündüğünüz olur mu? Benim sık sık olur. Özellikle Türkçe gibi köklü ama sürekli dönüşen bir dilde, kelimelerin biçimleri sadece yazım kuralı meselesi değil, aynı zamanda bir kültür yansıması. “Hanımevi” de tam bu tartışmaların ortasında duran bir kelime. Kimine göre “hanım evi” şeklinde ayrı, kimine göre “hanımevi” olarak bitişik yazılmalı. Peki hangisi doğru, ya da doğruluk dediğimiz şey burada neye dayanıyor? Gelin, bu konuyu hem dilbilgisel hem de toplumsal açıdan birlikte irdeleyelim. — Dil Kuralları Ne Diyor? Türk Dil Kurumu (TDK) yazım kılavuzuna baktığımızda, “hanımevi” kelimesi…
Yorum BırakGünlük Çizgiler Yazılar
Göbek Kayması Nasıl Belli Olur? Bir Filozofun Beden Üzerine Düşünceleri Bir filozofun gözünden bakıldığında, insan bedeni yalnızca etten ve kandan ibaret değildir; o, varlığın maddi tezahürüdür. Göbek kayması kavramı, modern tıbbın sınırlarının ötesine taşan, insanın hem fiziksel hem de metafizik varlığını sorgulatan bir fenomendir. Kimine göre bir halk inanışı, kimine göre bedensel bir uyarı; ama belki de bundan öte, insanın kendi varlığıyla olan ilişkisini sorgulama biçimidir. Bu yazıda “Göbek kayması nasıl belli olur?” sorusunu yalnızca bedensel belirtiler düzeyinde değil; etik, epistemoloji ve ontoloji eksenlerinde ele alacağız. Çünkü bu soru, yalnızca göbeğin değil, insanın varoluş merkezinin ne kadar “yerinde” olduğu sorusudur.…
Yorum BırakGoşizm Ne Demek TDK? Felsefi Bir Bakış İnsan düşüncesi, kavramların ötesine geçerek anlamın kendisini sorguladığında, bir kelimenin bile varlık alanında yankı bulduğunu fark eder. “Goşizm” kelimesi de tam olarak böyle bir yankıdır — dilin sınırında duran, toplumsal bir tavrı ve bireysel bir bilinç hâlini aynı anda anlatan bir kavramdır. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “goşizm”, gösteriş merakı, yani kişinin sahip olduklarını ya da görünüşünü abartılı biçimde sergileme eğilimi anlamına gelir. Ancak felsefi gözle bakıldığında bu tanım, yalnızca bir davranışı değil; bir çağın ruhunu, varoluşsal bir tutumu da temsil eder. Etik Perspektiften Goşizm Etik, insanın “nasıl yaşamalıyım?” sorusuna verdiği cevaptır. Goşizm…
Yorum BırakEski Türklerde Prenses Ne Demek? Bilimsel Bir Merakın İzinde Kültürel Bir Yolculuk Bir Merakla Başlayan Yolculuk Tarihi bir kelimenin ardındaki anlamı çözmek bazen bir arkeolojik kazı gibidir; her katmanda yeni bir kültürel iz, yeni bir anlam belirir. “Prenses” kavramı da bu anlamda sıradan bir unvanın ötesindedir. Eski Türklerde “prenses” kimdi? Hangi kelimelerle, hangi sembollerle anılıyordu? Bugün bu soruların peşine düşerek, bilimsel kaynaklar ışığında ama herkesin anlayabileceği bir dille geçmişe bir pencere açalım. Eski Türklerde Kadın ve Soy Kavramı Eski Türk toplumları, özellikle Göktürkler ve Uygurlar döneminde, kadınlara yalnızca “eş” ya da “anne” kimliğiyle değil, yönetimsel ve toplumsal rollerle de değer…
Yorum BırakHavut Ne Demek? Mizahi ve Biraz Da Stratejik Bir Bakış “Havut ne denir?” diye sormak aslında günümüzün en tatlı kafa karışıklıklarından biri olabilir. Bir yanda Google amca, bir yanda dedelerimizin yıllarca kullandığı kelimeler… Ve biz ortada, hem gülmeye hem öğrenmeye meyilli! Haydi gelin, havutun ne olduğunu öğrenirken biraz gülelim, biraz da erkeklerin stratejik zekâsı ile kadınların empatik yaklaşımını harmanlayalım. Havut: Kısaca Eşeğin Omuz Yastığı Havut, aslında eşeklerin, katırların ya da atların sırtına konan, yük taşırken rahat etmelerini sağlayan yumuşak mindere verilen isimdir. Yani düşünün, hayvanlar için “ergonomik ofis koltuğu” gibi bir şey. Ama işin eğlenceli tarafı, köyde biri size “havut”…
Yorum BırakGermanyum Ne Kadar? Felsefi Bir Perspektiften Bakış Felsefenin Derinliklerine Yolculuk: Değer, Bilgi ve Gerçeklik Bir varlık olarak insan, her zaman değerleri, dünyayı ve kendisini anlamaya çalışmıştır. İnsanlık tarihi, bu arayışa dair sayısız düşünce sistemini ortaya koymuş ve her bir sistem, ontolojik, epistemolojik ve etik soruları derinleştirerek insanın dünya ile ilişkisini incelemiştir. Modern dünyada ise bu felsefi sorular, teknolojinin hızla gelişmesiyle daha da önemli hale gelmiştir. Germanyum, bu bağlamda sadece bir kimyasal element olarak değil, aynı zamanda felsefi anlamda da sorgulanabilir bir varlık haline gelmiştir. Bu yazının temel sorusu şudur: Germanyum ne kadar eder? Ancak bu soruyu sormak, basit bir ekonomik…
Yorum BırakGerilim Giderme Tavlaması Nasıl Yapılır? Felsefi Bir Bakış Hayatın içindeki gerilim, insan varoluşunun kaçınılmaz bir parçasıdır. Tıpkı bir metalin içindeki gerilimin, onu şekillendirirken nasıl bir zorluk yarattığı gibi, bizler de hem fiziksel hem de psikolojik anlamda çeşitli gerilimlerle yüzleşiriz. Bu gerilimler, bir noktada çözülmeye, yatıştırılmaya ihtiyaç duyar. Ama nasıl? Filozoflar, insanlık tarihinin başından bu yana, bu tür çözümleme ve dengeleme süreçlerinin gereklerini sorgulamışlardır. Bu yazıda, metal işleme dünyasındaki önemli bir süreç olan gerilim giderme tavlamasını felsefi bir perspektiften ele alacağız. Bu sürecin, etik, epistemoloji ve ontoloji açısından taşıdığı anlamları sorgulayacağız. Gerilim Giderme Tavlaması: Teknik Bir Tanım Gerilim giderme tavlaması, metalin…
Yorum BırakHamursuz Ayini Nedir? Bir İnancın Kalbinde Sessiz Bir Yolculuk Bir pazar sabahı, İstanbul’un Karaköy semtinde eski bir kiliseden yükselen ilahiler duydum. Kapı aralıktı. İçeride beyaz örtülerle süslenmiş bir masa, mumlar, dua eden insanlar… O anda fark ettim: orada yapılan şey sadece bir dini tören değil, binlerce yıllık bir hatırlayışın sessiz yankısıydı. Bu yazıda birlikte, “Hamursuz Ayini nedir?” sorusuna sadece dini bir yanıt değil, insan hikâyeleriyle dolu bir yolculuk bulacağız. Hamursuz ayini nedir? Hamursuz Ayini, Hristiyan inancında İsa’nın Son Akşam Yemeği’ni anmak için düzenlenen kutsal törenin adıdır. Bu ayin, İsa’nın çarmıha gerilmeden önce öğrencileriyle paylaştığı son yemekte, ekmek ve şarabı kutsayarak…
Yorum BırakKelimelerin Kapısı: Barel Kilit Ne Demek? Edebiyatın en derin gücü, sıradan kelimeleri bile sembollere dönüştürme yeteneğinde yatar. Her sözcük, bir kapı gibidir; aralandığında ardında başka anlamlar, başka hayatlar, başka hikâyeler bulunur. Bir edebiyatçı olarak her zaman inanmışımdır ki, her kelime kendi kilidini taşır. O kilidi açabilen kişi, yalnızca anlamı değil, insanın ruhuna dokunan bir hikâyeyi de ortaya çıkarır. Bu yazıda “barel kilit” kavramını sadece bir teknik terim olarak değil, bir edebi metafor olarak ele alacağız — çünkü her kilit, bir anlamın nöbetçisidir. Kelimelerin Mekaniği: Barel Kilit Bir Nesne mi, Yoksa Bir Anlatı mı? Gerçekte barel kilit, bir kapının güvenliğini sağlayan…
Yorum BırakAtmaca Kuşu Hızı Kaç Km? – Edebiyatın Kanatlarında Zamanı Yararak Uçmak Kelimelerin Kanadı: Edebiyatın Uçuşu Bir edebiyatçı için kelimeler, bir atmaca kadar keskin, bir rüzgâr kadar özgürdür. Her sözcük, gökyüzünde süzülen bir kuş gibi kendi yörüngesini çizer; birine hız kazandırır, bir diğerine ise yön verir. “Atmaca kuşu hızı kaç km?” sorusu, ilk bakışta biyolojik bir merak gibi görünür. Oysa bir edebiyatçının zihninde bu soru, dilin, zamanın ve anlamın sınırlarını zorlayan bir metafora dönüşür. Atmaca, yalnızca bir kuş değildir; o, metaforların yırtıcı ruhudur. Kelimelerin hızını, anlatıların keskinliğini temsil eder. Tıpkı bir cümlenin içinden fırlayan imgeler gibi, atmaca da gökyüzünü yırtar, sessizliği…
Yorum Bırak