Ziyan Olacak Ne Demek? Bir Hikâyenin Kalbinden Gelen Söz Bazen bir kelime, bir cümlenin ötesine geçer. “Ziyan olacak” der biri, gözlerinde sessiz bir pişmanlıkla. O anda, sadece bir nesnenin, bir fırsatın ya da bir duygunun değil; bir insanın içinde bir şeylerin de eksildiğini hissedersin. İşte bu yazı, o hissin hikâyesi. Bir Sonbahar Akşamı: Başlayan Hikâye Leyla, pencerenin önünde, elindeki kahvenin buharına bakarken bir cümle yankılandı zihninde: “Ziyan olacak.” Bu sözü dün Murat söylemişti. Basit bir şey üzerine konuşuyorlardı—eski bir tabloyu tamir edip etmeme meselesi. Ama o üç kelime, Leyla’nın içinde yankılandı, büyüdü, başka anlamlar aldı. Murat, çözüm odaklıydı. Onun için…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Hemofili Hastalığı ve Ekonomik Perspektif: Kaynakların Sınırlılığı ve Bireysel Kararların Toplumsal Refaha Etkisi Bir ekonomistin bakış açısından, kaynaklar her zaman sınırlıdır ve bu sınırlılıklar, toplumların sağlık, eğitim ve altyapı gibi temel hizmetlere yönelik kararlarında belirleyici bir rol oynar. Hemofili hastalığı gibi nadir hastalıkların tedavisi, bireylerin sağlık durumu üzerindeki etkisinin ötesinde, toplumlar için ekonomik açıdan önemli sonuçlar doğurur. Sağlık politikaları, bu tür hastalıkların tedavisi için yapılan harcamaların nasıl optimize edileceği konusunda kritik kararlar verirken, piyasa dinamikleri, bireysel tercihlerin sağlık hizmetleri üzerindeki etkisini ve toplumsal refahı nasıl şekillendirdiğini anlamak gereklidir. Hemofili, bir hastalık olarak sadece bireyleri değil, tüm sağlık sistemini ve ekonomi…
Yorum BırakHacamattan Kaç Saat Sonra Cinsel İlişkiye Girilir? Etik, Epistemoloji ve Ontoloji Perspektiflerinden Bir Felsefi İnceleme Felsefe, insanın dünyayı ve kendisini anlamak için en eski arayışıdır. Bu arayış, bazen ahlaki sorunlara, bazen ise bilginin ne olduğunu sorgulamaya yönelir. Hacamattan sonra cinsel ilişki konusuna yaklaşırken, etik, epistemoloji ve ontoloji gibi üç ana felsefi bakış açısını kullanarak, bu soruyu derinlemesine incelemek gerekir. Çünkü bu basit bir fiziksel eylem meselesi değil, aynı zamanda insanın etik sorumlulukları, bilgiyi nasıl edindiği ve varoluşsal anlam arayışıdır. Şimdi, bu önemli soruyu anlamak için felsefi bir bakış açısı ile yola çıkalım. Etik Perspektif: Bedenin ve Ruhun Sınırları Etik, doğru…
Yorum BırakSafra Taşı Ne Zaman Oluşur? (Zamanlaması Şahane, Konforu Sıfır Bir Misafir) Bazen bedenimiz, “Zamanlama her şeydir” mottosunu biraz yanlış anlıyor: En yağlı akşam yemeğini seçip gece yarısı alarm çalan bir taşla sürpriz yapabiliyor. Safra taşı ne zaman oluşur sorusu, sadece “hangi ayda, hangi yaşta” diye yanıtlanacak kadar basit değil. Bu, kökeni geçmişe dayanan, bugünümüzü etkileyen ve yarına dair ipuçları veren katmanlı bir hikâye. Gelin, bir grup arkadaş gibi samimi bir sohbette, ama veriye sadık kalarak bu “taşlı yolu” beraber yürüyelim. Safra taşı, çoğu zaman yavaş yavaş oluşur; ama kendini duyurma zamanını çoğunlukla yağlı bir akşamdan ve gecenin sessizliğinden seçer. —…
Yorum BırakGüvensiz Bir İlişki Yürür mü? Güç, Güven ve Toplumsal Sözleşmenin Siyaseti Bir siyaset bilimci için “ilişki” yalnızca bireyler arasındaki duygusal bağ değil, aynı zamanda iktidarın, güvenin ve meşruiyetin sınandığı bir toplumsal laboratuvardır. Devletle vatandaş, liderle seçmen, kurumlarla birey arasındaki etkileşim biçimleri — tıpkı bir ilişki gibi — karşılıklı beklentiler, sadakat, iletişim ve çıkar hesapları üzerine inşa edilir. Bu yüzden “Güvensiz bir ilişki yürür mü?” sorusu, yalnızca özel hayatın değil; siyasal hayatın da en temel sorularından biridir. Güç ve Güven: Modern Siyasetin Kırılgan Temeli Siyaset bilimi literatüründe güç, çoğu zaman “birinin başkaları üzerinde etkide bulunabilme kapasitesi” olarak tanımlanır. Ancak bu etki,…
Yorum BırakNamaza Başlarken Müezzin Ne Okur? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Maneviyat Analizi Bazen bir caminin avlusuna girerken duyduğumuz o tanıdık ses, dünyanın her yerinde aynı duyguyu uyandırır: huzur, davet ve birlik. Fakat bu ses —müezzinin sesi— her toplumda farklı bir tınıyla yankılanır. Bugün “Namaza başlarken müezzin ne okur?” sorusunu sadece bir dinî merak olarak değil, aynı zamanda kültürler arası bir yolculuk olarak ele alalım. Çünkü bu sorunun cevabı, hem evrensel hem yerel bir hikâyeyi içinde taşır. Müezzin, namaza başlamadan önce kâmet getirir. Kâmet, ezanın kısa bir versiyonudur ve “Namaz başlamak üzeredir” anlamına gelir. Ezanla aynı cümleleri içerir fakat iki kez…
Yorum BırakGüneşlik Nasıl Yıkanır? Temizlikten Ritüele Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak her defasında aynı soruya dönerim: İnsan, gündelik eylemlerini neden bu kadar özenle anlamlandırır? Temizlik, birçok kültürde yalnızca hijyenin değil, kimliğin, aidiyetin ve düzenin sembolüdür. “Güneşlik nasıl yıkanır?” gibi sıradan bir soru bile, farklı toplumların dünyayı algılama biçimini anlamak için eşsiz bir kapı aralar. Çünkü her kültür, temizliği yalnızca fiziksel bir edim olarak değil, ruhsal ve toplumsal bir ritüel olarak yaşar. Temizlik Bir Ritüel midir? Antropolojik açıdan temizlik, bir tür yeniden doğuş eylemidir. Tozu silmek, kiri arındırmak ya da suyla dokunmak; hepsi birer sembolik yeniden başlama biçimidir. Bir Japon evinde…
Yorum BırakKaplama Kağıdı Ne Demek? Farklı Bakış Açılarıyla Basit Bir Nesnenin Derin Anlamı Bazı kavramlar vardır ki, yüzeyde sıradan görünür ama derinlere indikçe hayatın farklı alanlarına dokunur. “Kaplama kağıdı” da işte bu kavramlardan biri. Kimine göre sadece bir mobilya malzemesidir, kimine göre ise mekânlara anlam, sıcaklık ve karakter katan küçük bir dokunuş. Peki, gerçekten kaplama kağıdı ne demek? Bu soruya tek bir cevap vermek mümkün mü? Gelin, farklı bakış açılarını yan yana koyarak bu sıradan gibi görünen terimi birlikte keşfedelim. Kaplama Kağıdının Teknik Anlamı: Nesnel ve Veri Odaklı Yaklaşım Erkeklerin çoğunlukla benimsediği objektif ve çözüm odaklı bakış açısıyla başlayalım. Teknik olarak…
Yorum BırakKanıksama Ne Demektir? TDK Tanımıyla Bir Hikaye Bir Zamanlar Bir Çift Vardı… Bir zamanlar, yaşamları birbirinden farklı iki insan vardı: Selim ve Elif. Onlar, tamamen farklı dünyaların insanlarıydı; ancak bir araya geldiklerinde, aralarındaki farklar aslında onları birbirine daha da yakınlaştırıyordu. Selim, her zaman çözüm odaklı ve pratik bir insandı. Zorluklar karşısında hemen bir plan yapar, çözüm üretirdi. Elif ise duygusal zekasıyla tanınan, insanları anlayan ve onlara empatiyle yaklaşan biriydi. Onun için her sorun, bir insanın yaşadığı derinliklere inmekle çözülürdü. Bir gün, Selim ve Elif, uzun süredir görmedikleri bir arkadaşlarını ziyarete gittiler. Arkadaşları, her şeyin yolunda gittiğini ancak bir süredir hayatındaki…
Yorum BırakBir Psikoloğun Merceğinden: “Zehir” ve “Panzehir”in İnsan Ruhundaki Dansı Bir psikolog olarak her gün insan davranışlarının karmaşık ağını çözmeye çalışırken şunu fark ederim: Her insanın içinde hem zehir hem de panzehir vardır. Bu iki kavram, yalnızca biyolojik ya da kimyasal değil, aynı zamanda psikolojik bir dengeyi temsil eder. Birinde yıkıcı duygular, diğerinde iyileştirici içsel mekanizmalar gizlidir. Peki, ruhsal anlamda zehir ve panzehir neyi ifade eder? Zehir ve Panzehir Nedir? Psikolojik Bir Tanımlama Psikolojide “zehir” kavramı, kişinin zihinsel ve duygusal dengesini bozan düşünce, inanç ya da davranış örüntülerini simgeler. Kıskançlık, öfke, suçluluk, değersizlik duygusu… Tüm bu duygular, bilinçaltında birer damla zehir…
Yorum Bırak